Yerli ve Milli Teknolojiler BTK’da Konuşuldu
TBD tarafından düzenlenen “Yerli
ve Milli Teknolojiler Zirvesi” başladı.
Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun ev sahipliği yaptığı programa Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Türkiye Bilişim Derneği
Başkanı Rahmi Aktepe gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda sektör temsilcisi
katıldı.
Ulaştırma
ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Sayan yaptığı konuşmada, yerli ve milli
teknolojileri geliştirmenin Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
hassasiyetle üzerinde durduğu bir konu olduğuna dikkat çekti. Sayan, “Kendileri
tarafından, ruhu ve içeriği çok güzel bir şekilde ifade edilen “Milli Teknoloji
Hamlesi” de gelişmiş ülkelerle yarışabilmemiz adına bizim için vazgeçilmez bir
rehber niteliğinde. Zira teknolojinin dışardan ithal edilmesi, hem ekonomik hem
güvenlik hem de sürdürülebilirlik boyutlarıyla ülkeleri zora sokuyor. Ama biz Türkiye olarak Cumhurbaşkanlığı
Hükûmet Sistemi’ne geçtikten sonra bu zorlukların üstesinden daha hızlı nasıl
gelebiliriz in yollarını araştırıyoruz. Elektronik devlet ve siber güvenlik
koordinasyonunu aynı çatı altında toplayacak mühim adımların atılması önem
kazandı. Bu sayede; yerli ve millî yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve
millî yazılımların desteklenmesinin de önü açıldı” diye konuştu.
Bakan Yardımcısı Sayan: Fark Atmak
İçin Ar-Ge’ye Önem Vermeliyiz
Ülkemiz
firmalarının kaliteli ve uygun maliyetlerde üretim yapmaları ve diğer ülkelerle
rekabet edebilecek konuma gelmeleri için ellerinden gelen çabayı
gösterdiklerini ifade eden Sayan, “Hepimizin bildiği gibi dünyadaki diğer
ülkelere fark atmak istiyorsak Ar-Ge'ye çok büyük önem vermemiz gerektiğini göz
ardı edemeyiz. Ar-Ge ve inovasyon olmadan ülkelerin refah ve zenginliğe
ulaşması söz konusu olamaz. Örneğin 1980’li yıllarda Türkiye’nin gerisinde olan
Güney Kore, 2000’li yıllarda yaptığı atılımla milyon kişi başına düşen Ar-Ge
personeli ve Ar-Ge harcamasının milli gelire oranı gibi göstergeler baz
alındığında gelişmiş ülkelerin önüne geçti ve bu durum Kore’yi dünyanın en
hızlı ilerleyen ekonomileri sıralamasında üstlere taşıdı. Ar-Ge ve
inovasyondaki gelişmeler bizi yerli ve milli üretim noktasında da bir adım ileri
taşıyacak. Bu durum sadece ithalatı azaltmayacak aynı zamanda ihracat açısından
da ülkemiz ekonomisine ve firmalarımıza büyük katkılar sağlayacak” sözleriyle
Ar-Ge’nin önemini anlattı.
Yerlileşme
çalışmalarının bize ihracat kapılarını sonuna kadar aralayacağını vurgulayan
Sayan, “Türk malı” ürünlerimiz, özellikle Ortadoğu gibi yeni pazarlara ve hatta
olgunluğa ulaşmış batı pazarlarına ihraç ediliyor olacak. Biz hükümet olarak
hem ithalatın azalması hem de ihracatın artması ile cari açığın azaltılması yönünde
ciddi adımlar atmaya başladık. Bunun örneklerinden bir tanesi 5G ile ilgili
yaptığımız çalışmalardır. 5G’yi, insanları, nesneleri, ulaşımı, sağlığı, evleri
ve şehirleri kısacası her şeyin; her yerde, yüksek hızda ve kapasitede en az
kesinti ve gecikme ile birbirine bağlanması konseptinden yola çıkılarak ortaya
konmuş bir mobil teknoloji platformu olarak düşünmemiz gerekiyor. Ülkemizde
yerli ve milli şebekeler konusunda son dönemlerde heyecan verici çalışmalara
bir başka örnek olarak ULAK Projesi’ni gösterebiliriz. 4G mobil iletişim
teknolojilerine sahip baz istasyonlarının tüm donanım ve yazılım bileşenleri
yurtiçinde Aselsan, Netaş ve Argela tarafından milli ve yerli imkanlarla Türk
mühendisleri tarafından geliştirildi. ULAK Projesi ile gelecek nesil mobil
iletişim altyapısı ürünlerinin milli imkânlarla sağlanması amaçlandı. Bu amacın
5G ve ötesi yönünde ilerletilmesi ve güçlendirilmesi küresel anlamda rekabetçi
yeni bir endüstri oluşturulmasını sağlayacaktır. Mevcut durumda Türkiye’nin ilk
yerli ve milli baz istasyonu ULAK; Turkcell, Vodafone Türkiye ve Türk Telekom
tarafından da kullanılmaktadır. Ülkemizin yerli ve milli teknoloji hamlesine
yönelik sektördeki işbirliklerinin artırılması amacıyla bizlerin bir araya
gelmesine vesile olan tüm arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum”
ifadeleriyle yerli ve milli üretime verdikleri önemin altını çizdi.
BTK Başkanı:
Teknolojinin Ülkemizde Üretilmesi Kritik Öneme Sahip
Programda BTK Başkanı Ömer Abdullah
Karagözoğlu da bir konuşma yaptı. Konuşmasına vizyonlarını güçlü ekonomi, artan
rekabet gücü, katma değeri yüksek üretim olarak açıklayan Karagözoğlu, “Yarının
Türkiye’sinin daha güçlü ve rekabetçi olması için teknolojinin ülkemizde
üretilmesinin kritik önemde olduğuna inanıyoruz. 2023 stratejisi ile hedeflenen
yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi hedefine ulaşmak için
üreticilerimizi yerli ve milli üretime vatandaşlarımızı da bu ürünleri
kullanmaya davet ediyoruz. Yerli ve milli teknolojinin ülkemizde belirli bir
noktaya gelmesi ülke ekonomimize katkı sağlayabilmesi için, insanların zihninde
yer eden bir yaklaşım olan ithal ürün daha kaliteli, güvenli, dayanıklı
anlayışından hızlı bir şekilde vazgeçmemiz, yerli ve milli teknolojilerimize ve
firmalarımıza şans vermemiz elzemdir. Çünkü bizim geleceğe açılan kapımız kendi
imkânlarımızla ürettiğimiz ürünlerdir. Milli gücün kapısını aralamak için
üretim şart. Ülkemizde son 17 yılda yapılan çalışmalar oldukça ümit verici.
Savunma sanayiinden telekomünikasyona, bilgi teknolojilerinden iletişime kadar
pek çok alanda önemli çalışmalar yapıldı. Geniş bant internet abonesi sayısının
17 yılda 3 binden 75 milyona yaklaşması, mobil telefon abone sayısının 23
milyondan 80 milyonun üzerine çıkması bu çalışmaların en somut göstergesi”
şeklinde konuştu.
Başkan
Karagözoğlu: Gelişen Teknolojiyi Yakalamak İçin Mesai Harcıyoruz
Karagözoğlu, “Dünya ülkeleri teknoloji yarışında öne geçebilmek için Endüstri
4.0, toplum 5.0 gibi teknolojileri konuşurken biz de bu yarışa Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 hedeflerine ulaşmak için çizdiği yol haritası olan
“Milli Teknoloji Hamlesi” ile katıldık.
BTK olarak, bir yandan ülkemizdeki elektronik haberleşme sektörüne
yönelik regülatif anlamda görevlerimizi yerine getirirken diğer yandan da
bizlere verilen görev ve sorumluklar gereği dünya standartlarında teknolojiyi
yakalamak için mesai harcıyoruz” sözleriyle yaptıkları çalışmalar hakkında
açıklamalarda bulundu.
Başkan
Karagözoğlu: Siber Güvenlikte Tüm Ülkeler Kendi Yolunu Çiziyor
Ülkelerin siber güvenliklerini nasıl
sağladıkları konusuna da değinen Karagözoğlu, “Tüm ülkeler siber savunma
anlamında kendi yolunu çiziyor. İşte en çok da böyle anlarda yerli ve milli
üretimin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Ülkemizde de tamamen yerli ve
milli imkânlarla geliştirilen AVCI, AZAD ve KASIRGA gibi yazılımlarla kendi
mücadelemizi yürütmek konusunda adımlar atıyoruz. Bu yazılımlar son kullanıcılara yönelik
mağduriyetlerin engellenmesinde kullanıldığı gibi siber casusluk saldırılarına
karşı da etkili tespitler yapabilmektedir. Ayrıca kullandığımız tuzak
sistemlerle, saldırı kaynaklarının tespiti yapılabildiği gibi saldırganların
davranış biçimleri ve saldırılara ilişkin detayların analizi de mümkün
olmaktadır” açıklamalarında bulundu.
Siber güvenliğin sağlanması için tüm paydaşlarla beraber hareket ettiklerine de vurgu yapan Karagözoğlu, “Bu farkındalık ve yetkinlik için tüm paydaşların gerekli eğitim ve deneyimi kazanmaları adına çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kapasite inşası adına siber güvenlik tatbikatları ve yarışmalar, spesifik eğitimler gibi faaliyetler, BTK bünyesinde sürdürülüyor. Bu çerçevede, uygulamalı siber güvenlik eğitim laboratuvarımız FETİH projesi kurularak, katılımcılara birebir siber güvenlik testleri yapma ve bu konuda kendilerini yetiştirme imkânı sunuldu. Yerli ve milli teknoloji hamlesiyle, Türkiye’nin müreffeh bir ülke olması adına çıktığımız bu yolda hep birlikte yürümeyi ümit ediyorum” temennisiyle sözlerini noktaladı.