ÖNCÜ ÜLKE OLMAK ZORUNDAYIZ

‘Yerli Bilgi Teknolojilerinin Gelişmesinde Kamunun Rolü’ temalı istişare toplantısında konuşan BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, “Küresel rekabette en üst sırada yer almak için en yeni teknolojileri ilk geliştiren ve uygulayan konumda olmak vazgeçilmez bir zorunluluktur” dedi.

MÜSİAD Bilişim Sektör Kurulu ve MÜSİAD Ankara ve tarafından organize edilen “Yerli Bilgi Teknolojilerinin Gelişmesinde Kamunun Rolü” ana temalı istişare toplantısı BTK ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya MÜSİAD Ankara Şube Başkanı İlhan Erdal, MÜSİAD Bilişim Sektör Kurulu Başkanı Fahrettin Oylum, Ak Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, BTK Kurul Üyesi Musa Şahin ile Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörünün temsilcileri katıldı.

Sayan konuşmasının başında MÜSİAD Bilişim Sektör Kurulu tarafından organize edilen ve MÜSİAD Ankara Şubesi ile BTK ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Yerli Bilgi Teknolojilerinin Gelişmesinde Kamunun Rolü” başlıklı toplantının bir parçası olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.

YENİ TEKNOLOJİLERİ İLK GELİŞTİREN VE UYGULAYAN OLMALIYIZ

Bilgi-teknolojilerinin en altın çağını yaşadığını söyleyen Sayan, “Buradan elde edilecek olan kazanımlar, nitelikli insan gücünün oluşmasında ve bunun sonucunda da ülkelerin gücü ve saygınlığı; bilginin ürünleşme dönemine kadar süreçte ne kadar başarılı olunabildiği ile çok yakından ilişkilidir. Bu ilerleme sürecinde başarılı olan devletlerin, global ölçekte etkin ve söz sahibi olduğundan söz etmemiz yanlış olmaz. Ülkelerin teknolojide gelişmiş olmaları, ülkeleri iç ve dış aksiyonlarında daha bağımsız ve özgür, belki daha korkusuz olmasının yolunu açmasına yardımcı olmaktadır. Küresel rekabette en üst sırada yer almak için en yeni teknolojileri ilk geliştiren ve uygulayan konumda olmak vazgeçilmez bir zorunluluktur.  Nihai amacımız bu yönde ise yenilikçilik, araştırma, geliştirme ve girişimcilik kavramlarını gündemimize almamız gerekmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerini yakından takip ederek ve etkin kullanarak endüstrilerimizdeki verimliliği artırabilir ve ekonomik büyüme sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

BİT ÜRÜNLERİNİ ETKİN KULLANARAK VERİMLİLİK ARTTIRILIR

Bilgi ve İletişim Teknoloji’lerini etkin kullanarak endüstrilerimizdeki verimliliği artırabileceğimizi belirten Sayan, “Ancak bu yeterli değil. Bilgi ve İletişim Teknolojileri’ni aynı zamanda geliştirebilmeli, BİT ürünlerini tasarlayabilmeli, üretebilmeli ve dünya piyasalarında satabilmeliyiz. Kalkınmış ve refah içinde bir ülke yaratacaksak bu büyük pastadan daha makul bir dilim almamız gerekiyor. Öncelikle, kamu sadece BİT özelinde değil, tüm endüstrilerde genel eğitim ve sanayi politikalarıyla, Ar-Ge, yenilikçilik ve yerli üretim/tasarımı destekleyebilir. Nitekim Hükümetlerimizin geçmişten beri izlediği politikalarla inovasyonu ve Ar-Ge faaliyetlerini desteklediklerinin altını çizmek istiyorum. Hükümetlerimizin büyük çabaları sonucunda, tam zamanlı Ar-Ge çalışan sayısı 2003 yılında yaklaşık 38 bin iken, 2016 yılında 3,5 kat artarak yaklaşık 137 bine ulaşmıştır. Keza, 2016 yılı itibariyle yaklaşık 120 bin kişilik istihdam oluşturan BİT sektöründe çalışan tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının toplam istihdamın %15’i yani 18 bin civarında olduğu öngörülüyor” şeklinde konuştu.

KAMU AR-GE FAALİYETLERİNDE YERLİLİĞİN EN GÜZEL ÖRNEĞİ: ULAK

Kamunun Ar-Ge faaliyetlerinde özel şirketler ile işbirliği içinde aktif olarak yer alabileceğini ve hatta liderlik edebileceğini vurgulayan Sayan, “Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi ULAK Projesidir. ULAK Projesiyle, 4.5G teknolojisinde yerli ve milli bir baz istasyonu geliştirilmesi planlandı. 2013 yılında Bakanlığımız ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile Aselsan, Netaş, Argela konsorsiyumu ile başlatılan çalışmalar artık meyve vermeye başladı. Bugün ULAK baz istasyonun ilk testleri yapılmış ve bu istasyonlar yardımıyla ilk görüntülü görüşme gerçekleştirilmiş durumda. Ayrıca, evrensel hizmet kapsamında 1-500 nüfus aralığında kırsaldaki yerleşim yerine 4.5G altyapısı kurmak amacıyla bu milli baz istasyonlarının kullanılması gündemde. İnşallah ULAK projesi mobil haberleşme alanında ihtiyaç duyulan tüm altyapı teknolojisinin yerli ve milli imkânlarla üretilmesi açısından bir basamak vazifesi görecek. Ayrıca, uzun vadede ülkemizin cari açığının azaltılmasına da ciddi katkı sağlanacak. Yerli ve milli ürün geliştirme konusunda kamuya düşen bir başka görev ise üretim sürecinin içinde olamadığı noktalarda yaptığı düzenlemeler ile konuya müdahil olması. Bir diğer deyişle düzenlemeler aracılığıyla yerli ve milli ürünlerin tasarlanması ve kullanımını teşvik etmesi” dedi.

YATIRIMLARDA YERLİ VE MİLLİ İMKÂNLARIN KULLANILMASI İÇİN UĞRAŞ VERDİK

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak 2023 hedefleri doğrultusunda 4.5G yetkilendirmesi hazırlık çalışmalarından itibaren, elektronik haberleşme sektöründeki donanım ve yazılımların yerli ve milli imkânlarla karşılanması için uğraş verdiklerini anlatan Sayan şunları söyledi: “4.5G yetkilendirmesinde işletmecilere, şebekeye ilişkin toplam yazılım ve donamım yatırımlarının; birinci yıl için en az yüzde 30, ikinci yıl için en az yüzde 40 ve üçüncü yıl ile devam eden yıllarda en az yüzde 45’ini yerli malı belgeli ürünlerden tedarik etmeleri, ayrıca, en az %10’unu da Türkiye’deki KOBİ’lerden Türkiye’de üretilen ürünlerden sağlama yükümlülüğü getirdik. Ülkemizde Yerli ve Milli Bilgi Teknolojilerinde başarıya ulaşmak için tüm sektörlerde yeniliklerin takip edilmesi gerektiğinin farkındayız. Bunun için ekonomide bilişim sektörü yeniliklerinin kullanılmasına özendirmek, bilgi toplumunun hukuksal altyapının, girişimciliği teşvik eden tedbirlerin, kaliteli eğitim ile bilgi ve öğrenmeye yönelik her türlü altyapının hazırlıklarının, toplumun ihtiyaç duyduğu etkin ve rekabetçi bilgi ve iletişim hizmet araçlarının, yeni teknolojik gelişmelere uygun ürün ve hizmetler ile yeni iş yapış tarzların ve daha fazlasının oluşturulması için araştırma merkezleri gibi konular üzerinde de düşünmemiz ve bu faktörleri de göz önünde bulundurmamız gerekmektedir.”

MAKRO PLANLAMA YAPARAK YOLA ÇIKMALIYIZ

Bilişim teknolojileri sektöründe yerli üretimin ilerleyişi hakkında konuşan Sayan, “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü Pazar büyüklüğü 2016 yılı itibariyle; Bilgi Teknolojileri Pazarı 30 Milyar TL, İletişim Sektörü Pazarı büyüklüğü ise 65 Milyar TL’nin üzerinde. Sektörün ihracat durumu ise 2016 yılı itibariyle sadece 3 milyar TL. Bu veriler bize; Bilişim Teknolojileri Sektöründe ülkemiz için büyük imkânlar oluşturduğunu, gelir getirici ve istihdama yönelik bir sektör oluşturmak için daha yolun başında olduğumuzu göstermektedir. Bu kapsamda, bu alanda daha çok aşama kaydetmemiz ve hedefe ulaşmamızda süreci etkileyen başlıkları görmemiz gerekmekte. Bunun için de Makro Planlama yaparak yola çıkmalıyız” bilgilerini paylaştı.

ULUSAL SİBER GÜVENLİĞİN SAĞLANMASI GÖREVİMİZ

Bilgi ve iletişim sektöründe kamu olarak yerli ve milli üretimi desteklemek amacıyla atılan her adımın arkasında ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması kadar, ülke güvenliğinin de önemli bir role sahip olduğunu ifade eden Sayan, “Kurumumuz bir yandan ülkemizdeki elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak düzenleyici anlamda görevlerini yerine getirirken, bir yandan da kendisine verilen görev ve sorumluklar gereği ulusal siber güvenliğin sağlanmasına yönelik faaliyetlerini sürdürüyor. Bu kapsamda, Kurumumuz bünyesinde kurulan ve 2013 yılından beri görevine devam etmekte olan USOM, ülkemizdeki siber güvenlik ekosisteminin gelişimi için önemli işlevler yerine getirmeye devam ediyor. USOM’u gelecekteki başarılı çalışmalarıyla daha da sık duyacağımızı düşünüyorum” dedi.

Ülke olarak Bilişim Teknolojilerinde hedefe ulaşabilmek için, gerçekleştirilen istişare toplantısının Yerli Bilgi Teknolojilerinin gelişmesine yönelik eksik kalan konulara ışık tutacağını, elde edilecek sonuçlar çerçevesinde, BTK’nın üzerine düşen görevi her zaman yerine getireceğini vurgulayan Sayan, MÜSİAD Bilişim Sektör Kurulu’nun ilerleyen dönemlerde de benzer etkinliklere vesile olmasını temenni ederek konuşmasına son verdi.

Toplantıda konuşan MÜSİAD Ankara Şube Başkanı İlhan Erdal da 15 Temmuz gecesi ülkenin kaderinin iletişim altyapıları kullanılarak bir telefon trafiği ile değiştiğini hatırlattı. Erdal, bugün bilişim sektörünün; sanayi 4.0’ı konuştuğu, savunma sanayisinde insansız hava araçlarının kullanıldığı, yapay zekanın gündem edildiği bir dönemde Türkiye’nin böyle bir sektörü ihmal etmesinin söz konusu olamayacağını belirtti. Devamlı altı çizilen fakat bir türlü istenilen mesafenin alınamadığı yerlilik, yerli malı ve kamunun yerli tüketimine değinen Erdal, “Gelişmiş firmalar tercih edilip gelişmekte olan yerli marka ve firmalara yeterince destek verilmiyor. Kamunun desteği olmadan özel sektörün ilerlemesi mümkün değil. Bu önemli hususu kamunun desteğiyle gelişmiş ülkeler seviyesine getirmemiz gerekiyor. Bundan sonraki süreçte MÜSİAD olarak konunun takipçisi olacağız, ilgili kurumlarımızdan destek isteyeceğiz ve hep beraber yerli markalarımızı büyüteceğiz” dedi.

MÜSİAD Bilişim Sektör Kurulu Başkanı Fahrettin Oylum ise bilişim sektöründe faaliyet gösteren 300’ün üzerinde kurul üyesinin, uydu, haberleşme, akıllı şehircilik, büyük veri, ağ güvenliği gibi alanlarda yerli ve milli ürünlerle Türkiye’ye değer kattığını söyledi. Türkiye’nin son 15 yılda bilgi teknolojileri alanında ciddi ivme kazandığına değinen Oylum, teknoloji tüketen ülkeler sınıfından teknoloji geliştiren ülkeler sınıfına geçiş yapıldığını ifade etti.